Voleybolun Unutulmazları Ansiklopedisi artık 500 kütüphanede
Gülnur Özfer Görgün ve ekibinin büyük bir emekle ortaya çıkarttığı ve geliri ile Dijital Voleybol Müzesi yapımına kaynak yaratması amaçlanan Voleybolun Unutulmazları “Biz Takımı” ®’nin ulaştığı rakam bugün itibarı ile 500 oldu.
Dile kolay tam tamına 500!
Herhangi bir sponsor veya organizasyon şirketi desteği olmadan tamamen bağışçılar eliyle Türkiye’nin her iline ulaşan, sınırlarımızı aşıp; Meksika’dan Çin’e, Amerika’dan Japonya’ya, Fransa’dan İngiltere’ye, Almanya’dan Hollanda’ya, Yunanistan’dan Azerbaycan’a, KKTC’den Rusya’ya varıncaya kadar Dünya’nın en büyük kütüphanelerine dağılan Voleybolunun Unutulmazlar Ansiklopedisi eşi benzeri görülmemiş bir iş başarıyor.
Gülnur Özfer Görgün’ü ve ekibini gönülden tebrik ediyor ve 500. Kütüphaneye ulaşmanın yarattığı duygular için eserin müellifi Gülnur Özfer Görgün’ün yazısı ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
Bu ansiklopediyi yaparken kafamda hep şu düşünce vardı:
Sen günün birinde bu dünyadan göçüp gidince
Evindeki VU Ansiklopedisini
Yakınların; “eşim/annem/babam içinde” der belki kitaplığında saklar.
Ya da sadece senin içinden bulunduğu cildi saklar, diğer 4 cildi çöpe atar.
Torunun ya da onun çocuğu saklar mı?
Hayır, saklamaz.
En iyi ihtimalle sadece senin bulunduğun sayfanın fotoğrafını çeker cep telefonunda, datasında saklar.
Yani ansiklopedi çöp olur gider, dolayısıyla sen de çöp olur gidersin.
Kütüphaneler yüz yıllardır ayakta duruyor ve insanlık var olduğu sürece yaşamaya devam edecek.
İşte tam da bu nedenle;
Ansiklopedimiz kütüphanelere gitmeli,
Koleksiyonlara, arşivlere yerleşmeli,
hem eser hem de içindeki 712 yaşam ölümsüz olmalı diye düşünüyordum.
Bu düşüncemi sesli söylediğimde “ansiklopedi isteyenler” grubundaki canım ekip arkadaşlarım;
Deniz Dosdoğru, Renan Kömürcüoğlu, İnci Özkan, Saygun Keskin, Semih Soyer, Bülent Özkun, Nuray Sıdkı Uyar hemen destek verdiler.
2020 Haziran ayında #kütüphaneleryeraçın diye yola çıktık.
Önce biz kendimiz; sevdiklerimiz adına, vefat eden yakınlarımız adına memleketin dört bir yanına tosuncukları yollamaya başladık.
Derken “Biz Takımı” yani sizler katıldınız; kendi adınıza, büyükleriniz ya da unutamadığınız o antrenörünüz, o takımdaşınız anısına gönderdiniz.
Sonra daha da büyüdü ailemiz…
Bu gönüllü çabamızı gören dostlarımız, arkadaşlarımız, akrabalarımız, aktif voleyboldan sporcu kardeşlerimiz ya da diğer spor branşlarından bir çok eski sporcu ve hatta hiç voleybolla ilgileri olmasa bile yapılan çalışmaya saygı duyan niceleri yanımızda oldular.